Karar yazarı Ahmet Taşgetiren, AK Parti’nin ekonomi politikalarından rahatsız olan kesimlerin Yeniden Refah Partisi’ne kaydıklarına dikkat çekti, bu durumun AK Parti’de yarattığı etkileri değerlendirdi. Taşgetiren, AK Parti’nin öte yandan CHP’nin oylarının DEM Parti’ye kayması beklentisiyle hareket ettiğini belirtti.
Taşgetiren’in “Refah ile DEM arasında” başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:
“İktidara bir ders verme gereğine inanıp da eli CHP’ye gitmeyecek olanların, ilginçtir, daha azı diğer muhafazakâr partilere, çoğu ise Yeniden Refah’a yöneliyor.
Bunda Erbakan isminin mi etkisi ağırlıklı yoksa yumurta küfesiz söylemlerinin mi, tartışılabilir ama hem üye kaydında hem de muhtemel oy verme davranışlarında fark ediliyorlar. Bunu alanda Ak Parti kadroları açık seçik görüyor ve yukarıya bildiriyorlar.
En yukarısı Cumhurbaşkanı Erdoğan malum. Hesaplar – bilgiler en son onda toplanıyor.
Orada iki şey dikkatle takip ediliyor. Yeniden Refah’ın oyu, DEM Parti’nin oyu.
Ak Parti’nin normalde ’Dâvâ ikizi’ olarak görülebilir Yeniden Refah. Ak Parti Refah’tan ayrıştı doğdu, evet ’Milli Görüş gömleğini çıkardı’ ama, gelinen noktada bazı söylemlerin Milli Görüşten çok farklı olduğunu söylemek zor. Zaten Yeniden Refah’la şu anda yaşanan gerilimde, Ak Parti medyası ’Erbakan’ın yapmak istediği her şeyi Erdoğan yaptı’ gibi bir temayı devreye sürüyor.
Erbakan, yeni parti kurmadan önce talep edilse Ak Parti’ye, ya da Saadet’e gelir miydi bilmiyorum, ama inisiyatif kullandı ve kendi partisini kurdu. Belli ki iddialı. ’Tapulu arazi’ hikâyesinin Refah – Ak Parti arasında da, en azından zımnen deveran ettiğini söylemek yanlış olmaz. Acaba kim kimin tapulu arazisinde parti kurdu veya kuruyor?
Bütün bunlardan öte, şu anda Yeniden Refah’ın aldığı her oy, Ak Parti liderliğini tedirgin ediyor. Özellikle İstanbul’da, bir oyun çok değerli olduğu bir seçimde Yeniden Refah Erdoğan’ı tedirgin ediyor. Erdoğan Refah’ın yükselişinin ’Kendi gölgelerinde’ olduğu gibi bir düşünceye de sahip, bunu ifade de etti. Ama bu tür yaklaşımlar, anlaşıldığı kadarıyla Refah kadrolarını daha da bilemekten öte bir anlam taşımıyor.
‘Bizim adaylarımız Ak Parti’nin adaylarından daha kaliteli’ demeyi kendilerinde hak olarak görüyorlar. Ne denebilir ki?
İşin garabet tarafı ise şu: Ak Parti, hani o havuz bu havuz, ikisi de aynı ’Dâvânın havuzu’ deyip, Yeniden Refah’ın tırmanışını en azından memnuniyetle karşılamak yerine, engellemek için çaba sarfederken…
Bir yandan da seçimlere kendi adaylarıyla giren DEM’in yüksek oy almasını istiyor. Önce terör bağlantısı iddiasıyla CHP – DEM ittifakını şeytanlaştırdı, o sebeple CHP, DEM ile herhangi bir yerde yan yana gözükmekten kaçınır oldu, DEM’in kendi adaylarıyla seçime girmesi, en çok Ak Parti’yi memnun etti, şimdi de, DEM’in CHP’ye en az oy kaptırması, yani DEM’in en çok oya ulaşması gibi bir temenni seslendiriliyor Ak Parti medyasında…”
(HABER MERKEZİ)